Hakkımda

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Sevgili günlük...

Kim bilsin, fazla huzur huzursuzluk getirir. Kim inansın insan dert arar dertsiz başına. Kim istesin razı olmak mutsuzluğa da.. Dünyanın işleri de dünya kadar garip böyle. Dünyanın zâtı da kimi insanları gibi ednâ işte... 
Şarkıların kokusuyla yaşamaya başladığında, içindeki delikle yaşamaya da başladı insan. sahi insan mıyım ben? kendi kendime sürdüğüm zararsız hayatım, zaman zaman iyilik yapmam vs vs insan yapar mı beni? neye kaygılanıyorum, ne için üzülüyorum, neden bu kadar kolay duygulanıyorum mesela, merak ettiklerim var... mesela neden yalnızlıktan en çok korkanlardan olmama rağmen en yalnızlardanım?
yalnızlığın o çekici yanına hep kapıldım nedense. hep kandım, tav oldum karanlığa. karanlık siyahtır, yalnızlık da öyle denebilir. siyahı severim...

Sonra biri var, o da siyah, onu da severim. Pek tanımam, ama yine de severim. Nadir görürüm, daha doğrusu ara sıra görmeye giderim. Ve ne zaman yanından ayrılsam, ilhama inanır mısınız bilmem, içim dolar. Benim yapmayı hayal ettiklerimin yapılmışı gibi o. kim olduğunu kim olmadığını da bilmem pek. sormaya çalıştım, sonra vazgeçtim. bilmemek, tanımamak daha güzeldir bazen. çok güzel bir kitabı filmleştirip mahvetmek gibi olurdu heralde onu tanımak.. Hem gelecekteki hayallerimi, hem şimdiki hallerimi birden görüyorum sanki o yürürken. Aynı şeyleri düşündüğümüz olur, o bilmez de. sonra aynı yalnızlıkta komşuyuzdur onunla, o tanımaz ama. kaygılar ortak olsa da, o hep bir adım öndedir. Başkadır başka..
Yok aşık filan değilim. Dedim ya, selam versem şanslı sayarım kendimi. Salt Aşk değildir birinde huzur bulmanın adı. başka ne derseniz deyin işte...

Görmeye giderim onu, çünkü bazen boğulduğum oluyor. Bu kalabalık hayatımdan yorgun düştüğüm oluyor. sevdiklerimle dopdolu da olsa, kalabalıktan yıldığım oluyor. hiç kimseye bir şey demeden gidesim geldiği oluyor. böyle böyle imkansız daha bir sürü şeyin hayalini kurduğum oluyor.
insanları izlerken, bir filmi izlerken hep aynı şeyleri düşünebiliyorum mesela. bu kalabalıklık belki de bir kişinin eksikliğindendir, ne bileyim. ama dedim ya düşünüyorum, nasıl oluyor, nasıl karar verebiliyor aşık insanlar? sevdiğim, hayatımın devamında görmek istediğim bu diye nasıl denebiliyor? ben mi çok korkağım yoksa... hem iyi hem kötü bir şey bu da...

Ama yine de tazelenmeli hayat, eleme yapılmalı ne bileyim, gereksizler çıkarılmalı.. ya da ben miyim gereksiz olan, kendimi nereye koysam?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İSMİNİZİ YAZINIZ.
BU ÖNEMLİ.