Hakkımda

22 Ağustos 2009 Cumartesi

GÖNÜL GURBETİ

gönül
YÜREĞİMİN YOLLARINDA YÜRÜYÜŞE ÇIKTIM BUGÜN. AĞIR AKSAK ADIMLAR ATTIM EN İÇİME DOĞRU…HER ADIMDA YENİ YERLER,HER BAKIŞTA YENİ SEYİRLER KEŞFETTİM.

BAKTIM,BİR DÜNYA SAKLI İÇİMDE;ÇOCUKLAR GÖRDÜM KİMİ ZAMAN, HALÂ SAKLAMBAÇ OYNAYAN,NAYLON VE TAHTA OYUNCAKLARA AĞLAYAN,ELİ YÜZÜ TOZ,DİZLERİ KAN İÇİNDE KOŞTURAN ÇOCUKLAR…KİMİ ZAMAN FİLOZOFLAR GÖRDÜM BİR KÖŞEDE;AKIL YÜRÜTMEKTEN SAÇLARI AK,ZİHİNLERİ MUALLAK DÜŞÜNÜRLER…ÇEŞME BAŞINDA GENÇ KIZLAR GÖRDÜM,PEMBE YANAKLI…SEVDALARI BAKIŞLARINDA SAKLI,ÜRKEK VE KIRILGAN KIZLAR.SANKİ ONLAR YÜREĞİMİN TA KENDİLERİYDİ..BİR NEHİR VARDI YÜREĞİMİN ORTA YERİNDE ÇAĞLAYAN. HIRÇINDI VE DE ATILGAN. BİR BÜYÜSÜ VARDI SANKİ, BANA GENÇLİĞİMİ HATIRLATAN.

YÜRÜDÜKÇE DERİNLEŞİYORDU HAZZIM. VE YÜRÜDÜKÇE ANLADIM;MEVSİMLERDEN HAZAN,SAATLERDEN HÜZÜN VAKTİYDİ.ZİRA HER KÖŞE BAŞINDA HÜZÜN KARŞILIYORDU BENİ,HER GİTTİĞİM KAHVEHANEDE İÇTİĞİM BİR BARDAK HÜZÜNDÜ…YÜREĞİMİN MABETLERİNDE ETTİĞİM HER DUADA, HÜZÜNLE AÇILIYORDU ELLERİM VE HER YAKARIŞIMDA GÖZÜMDEN AKAN İKİ DAMLA HÜZÜN OLUYORDU…DURDUM VE DÜŞÜNDÜM;YÜREĞİM NİÇİN BU KADAR ÜZGÜN?...OYSA BU BİR MEVSİMİYMİŞ GÖNLÜMÜN.ZAMAN ZAMAN BAHARLARA DA ERERMİŞ,YAZ OLUR AÇILIRMIŞ KİMİ ZAMAN DA.KIRLARDA DELİCE UÇARMIŞ, RÜZGARLA YARIŞ EDERMİŞ KELEBEKLERİ…

BÖYLE DEĞİL MİDİR YAŞAMAK?KİMİ ZAMAN MUTLULUKLA PARLAYAN GÖZLERDE YAŞLAR BELİRİR SONBAHARLARA EŞ.KİMİ ZAMAN DA MAHZUNLUKLARIN PERDELERİ KALKAR, TÜM GÖZ ALICILIĞIYLA PARLAR GÜNEŞ…ZATEN DÜŞE KALKA BÜYÜRLER ÇOCUKLAR DA DEĞİL Mİ?

MURADI MUTLULUK HASADI OLAN İNSAN,SABIR TOHUMLARI EKMELİ TARLASINA.ÖZENLE BAKMALI,ÖFKE HAŞERELERİNE KARŞI TAZE FİDANLARINA,ASLA YEDİRMEMELİ EMEĞİNİ,SABRINI…BAKIMININ ZORLUĞU NİSBETİNDE GÜZELDİR TADI SABIR MEYVESİNİN.YETER Kİ KARAR VERSİN İNSAN,İSTİYORUM BU MEYVEYİ DESİN;YARDIMCI BULUR KENDİNE UMMADIĞI ZAMANLARDA.ZİRA “ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR…”

NE KADAR DA BÜYÜKTÜ İÇİMDEKİ ALEM.HER ŞEY VE HERKES VARDI TANIDIK TANIMADIK.BAMBAŞKAYDI GERÇEK HAYATTAN,KARMAŞIK VE DE KALABALIK.EN ÖNEMLİSİ MANEVİ BİR ATMOSFERDE AKIYORDU ZAMAN.DAHA ÇOK DÜŞÜNEBİLİYOR,DAHA DERİNDEN HİSSEDEBİLİYORDU İNSAN.DAHA ADİLDİ HAKİMLERİ VE HÜKÜMLERİ VİCDAN MAHKEMESİNDE.DAHA SAF VE SAMİMİYDİ SEVGİLER.DÜŞÜNDÜM DE,ARADA SIRADA DA OLSA UĞRAMALI İNSAN BU YÜREK HAKİMİYETİNE.HATTA SIYRILIP HAYATIN YORUCU TELAŞINDAN,BURADA TATİL YAPMALI ZAMAN ZAMAN.İÇİNDEKİ HUZURA DOĞRU,DİNGİNLİĞE,SEVGİYE DOĞRU.

BÖYLECE SÜRÜP GİTTİ GÖNÜL GURBETİNDE ZAMAN.NE KADAR KARMAŞIK GÖRÜNSE DE, ASIL DÜNYASI BURASIDIR İNSANIN.VİCDANI,İNSAFI,SEVMESİ VE NEFRET ETMESİ BURADA SAKLI.SILA DEDİĞİ HAYATIYSA,YALNIZCA ALEMİ-İ GÖNÜL’ÜN BİR YANSIMASI…

14 Haziran 2009 Pazar

ZAMANIN ESARETİNDE ÖZGÜRLÜK



Hayat denir bu hana;kimlerle karşılaşır yolcu,neler görür içinde…Geçirdiği kısa zaman içinde, kimi zaman mutlu kimi zaman kederli olur bu bir müddetliğine geldiği mecburi mekanında.Aradığını bulamaz çoğu zaman yolcu;muhakkak bulduğundan fazlasını beklemiştir ve beklediğini bulmayı ümit etmiştir…Velakin,handır bu,gerektiği kadar kullanır terk edersin.Fazlasını beklemeye,bulamayınca kederlenmeye ne hacet?..
Yolcu düşünemez yolculuk esnasında bunları.Çünkü duyguları vardır ve onları mantığından çok kullanır.Ve hatalarının çoğu bundan sebeptir.Yolcu, bu çetin yolculukta çoğu zaman hislerinin esiri olur.Kapılıp da rüzgarına coşup uçmaları,konmayı beceremeyip düşmeleriyle dolar anıları.Geri dönüp baktığındaysa nedametinden dökülür gözyaşları.Kısa bir müddetliğine de olsa mantığını devreye sokar ve düşünür.Ve nefis muhasebesi der adına.Bahaneler üretmeye çalışırken geçen yılların farkına varır ve daha önce çocukluğuna verdiği hataları için artık geçersiz bir bahane olduğunu idrak eder.Ve düşünür yolcu,çocukluk da bittiğine göre günahlarıma,hatalarıma ne bahane bulabilirim diye.Tek çözüm olarak deliliğe mi vurmalıdır şimdi ettiklerini?
Yatağına uzanır,kollarını başının altına alır,gözleri tavanda düşünmeye devam eder yolcu:
Handaki günleri dolarken hızla,fark edememiştir olanları çoğu zaman.Dikkat etmemiştir gelişen ve değişen olaylara, belki de önemsememiştir.Fakat,geçen zaman önemliydi,geri gelmemek üzere gitti!Yolcuya yeni şeyler kattı ve ondan çok şey aldı…
Zaman,bir dilemmaydı.Acımasız bir avcıydı ve herkesi avladı.İstisnasız her yolcu düştü onun tuzağına.Ve faydasız çırpınışları yetmedi kurtarmaya…
İnsan olmak bu olsa gerek;yolculuk yaptığının bile farkında olmadan seyyah,kendi yaptığını bile bilmekten acizken alim(!).Doğaçlama yaşar hayatını nedeni bilinmez.Ve Halık’ı der ki mahlukuna,sen çok acelecisin!..
Ve mahluk başını arkasına her çevirdiğinde,anılar sayfasını her açtığında bir damla gözyaşı besliyor sanki nedametini zamanın,yine de fark etmiyor akıl,kaybolduğunu anın…
Bir sohbetimiz esnasında Sayın hocam Yard.Doç.dr.Nusrettin Bolelli’nin söylediğini hatırlıyorum:”Yetmiş yıl yaşasa bir insan” dedi,”bunun yarısı uykudadır.Yani otuz beş yıl yaşar insan.Zaten bunun da on beş yılı çocukluktur,kalan yirmi yıl nasıl olur da ziyan edilir,Tek bir saniyesi boşa harcanmayacak kadar kısa değil mi?” Düşündürdü beni!..
“Asra and olsun ki,insan ziyandadır!..”
Subhanallah!

14 Mart 2009 Cumartesi



Bugün karanlıklarda ruhum.Doğaçlama yaşadığım gibi her anı,doğaçlama yazıyorum bugün.ne farkeder ki,kontrollü ya da kotrolsüz...

Sevgiden muzdaribim bu akşam.yalnız bıraktı beni,bir başıma koyverdi karanlıklarda.korkar mı,üşür mü demedi.koydu gitti öylece...Ağladım evet;saklamıyorum da zaten.Çünkü,farkettim ki daha da soğuk oluyor geceleri İstanbul.Daha da karanlık oluyor sanki yalnızken.

vesaire vesaire...söyleneceklerin çokluğu nisbetince zorlaşıyor söylemek.ve bu akşam söylenecek çok şey var...