Hakkımda

6 Ocak 2011 Perşembe

Mamafih;

Susulu kaldı dilim koca koca cümle yığınlarının enkazına bakarken...

Bakmakla görmek arasındaki fark, konuşmak için de geçerli diye düşünmekteyim. çıkarılan onca gürültünün sonunda, aslında hiçbir şey söylememiş olmak ne garip değil mi düşünülünce..
Kendi çevremde kendi insanlarımı dinlerken, aidiyetimden şüpheye düştüğüm olur kimi zaman, anlatılanlar, daha doğrusu konuşulanlar kendimi yabancı hissettirir bana. Susulu kalırım, dinlemede kalırım, bakar kalırım hâsılı...
Son zamanlarda iklim değiştirdiğini hissediyorum düşünmelerimin. Kuzey kutbundan güney kutbuna geçerken, kazayla ekvatora düşmüş bir kutup ayısı gibiyim.. şaşkınım, konuşulanları anlamıyorum, bir yanlışlık olduğunun farkındayım, ama müdahele edecek kapasiteyi ve kabiliyeti kendimde göremiyorum. Belki de bu yüzden susuyorum.
Bazen de anlatacaklarım olduğunu hissettiğim oluyor tabii. Hatta ben de başlıyorum konuşmaya, baş harfte kalıyorum. Çünkü anlattığım şey, dinleyicime hitap etmiyor. Sanki insanlarla ortak olan neyimiz varsa değişmiş. Hâl böyleyken, modası geçmiş, bir zamanlar göz kamaştıran yıldızı sönmüş, yaşlı bir şarkıcı gibi kırgın ve umutsuz oluyorum.

Çok mu karamsar oldu söylediklerim, o kadar değilim aslında, Kutup
ayılarını seviyorum...

2 yorum:

  1. Sanırız ki, insan konuştuğu kadardır.
    Konuşmadığımız kadarımız da konuşur oysa.
    Bir de konuşamayan tarafımız var ki,
    Nice konuşmaların gürültüsünü bastırırdı açsaydı ağzını…

    YanıtlaSil
  2. Şair doğru söyler, ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır...

    YanıtlaSil

İSMİNİZİ YAZINIZ.
BU ÖNEMLİ.