Hakkımda

31 Ocak 2011 Pazartesi

bazen de böyle..

Bir gün, kendi samimiyetimden şüpheye düşeceğimden korkuyorum gün geçtikçe. Şu hayatta çabaladığım her şeyin boşmuş hissini vermesi, tutunulacak her şeyin de kırılmaya mahkum olduğunu çağrıştırıyor. Bu yüzden, küçük adımlarla büyük yollara koyulma cesaretini gösteriyorum belki de.. Korkutuyor beni insanlara güvenmek, ya da bağlanmak daha çok. Hani samimiyet dedim ya başta, yok öyle bir şey ya! Hani, gözle görülmeyen, kulakla duyulan ama olmayan bir şey..
Kendimden biliyorum, eskiden samimiyetle çok sevdiğim bir insanın şimdi adını hatırlamak istemiyorum ki üzüntü vermesin bana. E hani samimi sevgi, nerde o anılınca, dudaktan dualarla birlikte dökülen isim?
En sevdiğim eleştiri, öz olanıdır! Söz, eleştiri olunca, insan yitiriyor kendini başkalarının kusurlarında, gördüğüm o ki.. Öz kayboluyor halihazırda sahne bu olunca. Öyle ya, söz, eleştiri olunca, özeleştiri yapılamıyor..
Anlatamadığı acıları vardır insanın. Bir reklam panosu okurkenki umursamazlıkla okuyun bu söyleyeceklerimi. Zira yazılsa da, hatta herkes okusa da, yazanın çıkarından başka neye yarar denen türden şeyler olabilir yazacaklarım.
Anlatılması zor acılarımdan biridir, insanlarla yaşamak mecburiyetim. Deliliğime vuruyor zira, bu acımı kime anlatsam. Öyle ya, sosyal bir hayvan olan insanın bundan şikayet etmesi ne derece mantıklı açıklanabilir? Güvenilmesi ve inanılması gereken en son varlık insandir, diye düşünmemden, yıllarca bir düzen dairesinde dönüp gitmiş bir hayata birden bire girersem, orda asla bir yer edinemeyeceğim fikrine sahibiyetimden, insanın, bir dakika sonrası hakkında bile en ufak bir fikri olmamasına rağmen, en büyük sözleri edebilen bir yaratık olmasından, kafama çizdiğim kalıplardan bir türlü kurtulamıyor olmamdan, aldığım bir darbe yüzünden hala sallanıyor olmamdan, yeni darbelerden korkuyor olmamdan, karşımdaki kişi kim olursa olsun bu korkunun verdiği güvensizlikle yaklaşıyor olmamdan, ve tüm bunları düşündüğüm için çekilmez bir insan olduğum kanısına sahip olduğumdan, insanlarla yaşamak mecburiyetinden nefret ediyorum!
Fikrimi değiştirebilir misiniz? Zira kimi şeylerin yanlış olduğunun farkındayım, mamafih hayattan tadılabileceklerin acı olanının sömürgesi altında yalnızlaştırılmaya mahkum kılınmışım. Tüm sevecen hislerimin sokağa çıkma yasağı var.. Bir devrim, bir ihtilal, bir isyan bekliyor yorgun topraklarım.. Daha zamanı var belki de, belki de o ihtilal özgürleştirecek beni, belki de o ihtilal uğruna can verince özgürleşeceğim.. Bir canlı bomba olarak, insansız uçaklara inat!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İSMİNİZİ YAZINIZ.
BU ÖNEMLİ.